EmoVirüS
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» +15 YanLış anLaşıLmasn..[sonuNa kdr okuyuN ] ;)
cém adRiaN... EmptyPtsi Haz. 29, 2009 1:40 pm tarafından ~~кυтѕαℓ:ρєρєq~~

» Herkez Baksın
cém adRiaN... EmptyPtsi Haz. 29, 2009 1:37 pm tarafından ~~кυтѕαℓ:ρєρєq~~

» zlmm admünüm hayadım ark.lar
cém adRiaN... EmptyPaz Haz. 28, 2009 9:48 pm tarafından ~~кυтѕαℓ:ρєρєq~~

» saRışıN :D
cém adRiaN... EmptyC.tesi Haz. 27, 2009 2:17 pm tarafından 3sRaR3Nqiz_qirL

» KayNaNa oLmak SanattıR xD
cém adRiaN... EmptyÇarş. Haz. 24, 2009 5:35 pm tarafından Admin

» Ben kendimi modörötörlük için YeterLi GörüYorum.
cém adRiaN... EmptyÇarş. Haz. 24, 2009 5:34 pm tarafından Admin

» REsimmmm benden
cém adRiaN... EmptyÇarş. Haz. 24, 2009 5:33 pm tarafından Admin

» bendee qeldiim danursunuz işdee xD
cém adRiaN... EmptyÇarş. Haz. 17, 2009 3:09 pm tarafından KaRssma jHojucH

» DatLu kuuz GeLdi Beqliin Beni x ) zaaa
cém adRiaN... EmptyÇarş. Haz. 17, 2009 3:08 pm tarafından KaRssma jHojucH

» oKuYun baKqeM xD xD
cém adRiaN... EmptyÇarş. Haz. 17, 2009 10:20 am tarafından KaRssma jHojucH

En iyi yollayıcılar
Admin (138)
cém adRiaN... Vote_lcapcém adRiaN... Voting_barcém adRiaN... Vote_rcap 
MhutLu (132)
cém adRiaN... Vote_lcapcém adRiaN... Voting_barcém adRiaN... Vote_rcap 
Damat (123)
cém adRiaN... Vote_lcapcém adRiaN... Voting_barcém adRiaN... Vote_rcap 
3sRaR3Nqiz_qirL (91)
cém adRiaN... Vote_lcapcém adRiaN... Voting_barcém adRiaN... Vote_rcap 
marméLad.qiNdaR*émo (48)
cém adRiaN... Vote_lcapcém adRiaN... Voting_barcém adRiaN... Vote_rcap 
mo®keđi (19)
cém adRiaN... Vote_lcapcém adRiaN... Voting_barcém adRiaN... Vote_rcap 
death (11)
cém adRiaN... Vote_lcapcém adRiaN... Voting_barcém adRiaN... Vote_rcap 
~~кυтѕαℓ:ρєρєq~~ (9)
cém adRiaN... Vote_lcapcém adRiaN... Voting_barcém adRiaN... Vote_rcap 
KaRgAşA (9)
cém adRiaN... Vote_lcapcém adRiaN... Voting_barcém adRiaN... Vote_rcap 
torment (8)
cém adRiaN... Vote_lcapcém adRiaN... Voting_barcém adRiaN... Vote_rcap 

Kimler hatta?
Toplam 8 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 8 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 34 kişi Perş. Mart 02, 2023 11:09 am tarihinde online oldu.
hErqEse dUyrULur !!!!

Ptsi Mayıs 04, 2009 9:56 am tarafından Admin

eN cOnqh qONu acıP reqLam yApıPDa h:qELdiNlerE bENi bU dAVed Eddİ dİEnLEr rÜdbE wErİLecEqdİR hEr nE iSdersE rÜdbEsİni en cOnk kONu aCıp rEkLam yApanLara hAde KOlaY qELsin xD

Yorum: 0

Moderetör Alımı

Çarş. Nis. 22, 2009 9:50 pm tarafından Admin

Moderötör Alımlarımıs Başlamıstır...

Yorum: 0


cém adRiaN...

Aşağa gitmek

cém adRiaN... Empty cém adRiaN...

Mesaj  marméLad.qiNdaR*émo Paz Nis. 26, 2009 6:05 pm

Cem Adrian raportaj


Cem Adrian bir kafede falcılık yaparken sesi Fazıl Say'ın dikkatini çekiyor ve üç gün içinde "özel öğrenci" statüsüyle Bilkent Üniversitesi'nde müzik eğitimine alınıyor. Adrian soprano alto tenor bariton bas... Doktor ona diyor ki "Senin ses tellerin normal insanlarınkinin üç katı uzunluğunda"

İlk defa keşke gazeteci değil de televizyoncu olsaydım diye düşünüyorum. Çünkü onun sesini dinletmek istiyorum. Çünkü o "şey"i nasıl yazacağımı bilmiyorum.
O Fazıl Say'ın son keşfi. O hem soprano hem alto hem tenor hem bariton hem bas... Onun tek sesi yok. O "çok sesli" bir adam. Onun sesinin ne olduğunu bu işin profesörleri bile anlayamıyor. Ve Fazıl Say tutup bu çocuğu bir ses doktoruna ***ürüyor. Doktor ne mi diyor! "Bu çocuğun ses tellerinin uzunluğu normal insanınkinin üç katı!" diyor. Evet aynen böyle diyor.
O bütün sesleriyle konuşup şarkı söyleyebiliyor. Bütün seslerinin içinde piyano dışındaki pek çok enstrüman da var: Kontrbas trombon trompet...
Adı Cem Adrian. 24 yaşında bir genç adam. Bu cuma bir de CD'si çıktı. Peki Fazıl Say onu nasıl buluyor? Devamı da röportajda...

Hikayenizin bugüne kadar duyduklarımızdan ne farkı var?

Bilmiyorum.

Nasıl başlıyor peki?

Etiler'de bir kahvede fal bakıyorum. Eylül ayındayız. Devamlı fal baktığım bir müşterim var. Fazıl Say'ın arkadaşı. Müzisyen olmak istediğimi de biliyor. Kendi bestelerimden doldurduğum bir demoyu ona veriyorum. O da Fazıl Say'a ***ürüyor ve dinletiyor. Aynı gece telefonum çalıyor.

Saat yer?

Evdeyim akşam 8.00 civarı. İşten çıkmışım evde dinleniyorum. Bilmediğim bir numara arıyor. Açıyorum. "Ben Fazıl" diyor. Sesinden tanıyorum. İnanılmaz bir heyecan. Fazıl Say beni arıyor! "Müziğini dinledim yarın bir yemek yiyelim mi?" diyor. İnanamıyorum. O geceyi internette çalışarak geçiriyorum. Ya bana klasik müzikle ilgili bir şey sorarsa kendisiyle ilgili bir şey sorarsa... Ertesi gün yemekte Fazıl Say karşımda.

Size ne diyor?

Bana bu sesle müzik eğitimi alırsam bir dünya starı olabileceğimi söylüyor. Daha beni hiç dinlemeden üstelik. Sadece o demoyla. Sonra "Seni Ankara'da bazı hocalara dinletmek istiyorum" diyor. Üç gün sonra Ankara'dayım. Her şey çok hızlı gelişiyor. Bilkent Senfoni Orkestrası'nın şefi ses uzmanı İbrahim Yazıcı'nın karşısındayım. Beni dinliyor. Fazıl Say'a "Çok kullandığı için yıpranmış ama böyle bir ses dünyaya bin yılda bir gelebilir" diyor. Beni Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları'na "özel öğrenci" statüsüyle alıyorlar. O güne kadar nota bile bilmiyorum.


"Ben tek başıma bir koroymuşum öyle diyorlar"


Neymiş yani sesiniz? Bas mı bariton mu tenor mu?

Sesim bas bariton tenor kontrtenor alto soprano... Hepsi benim sesim. Bir tek sesim yok benim. Zaten onlar da sesimde bir tuhaflık olduğunu fark ediyorlar ve beni İstanbul'da önemli bir ses doktoruna gönderiyorlar. Fazıl Say randevu alıyor benim için. Ve doktor şaşırıyor. Çünkü ses tellerimin normal insanınkinin üç katı uzunlukta olduğunu öğreniyoruz! Herkes çok şaşkın. Fazıl bey İbrahim bey doktor...

Ne kadar olması gerek ses tellerinin uzunluğunun?

Nomalde 15 santim civarında oluyormuş.

Ses tellerinizin normal bir insanın üç katı uzunluğunda olması ne anlama geliyor? Siz sakat mısınız yoksa bu bir lütuf mu?

Aslında haklısınız. Sonuçta anormalite. Ama iyi bir anormallik tabii. Zararı yok bana faydası var. Ama bir yandan da başka insanlara göre ses tellerim çok daha hassas. Çok dikkat etmem gerekiyor. Bir insan sesine değil pek çok başka insanın sesine sahibim.

Tek başına bir koro musunuz siz?

Öyle diyorlar! "Hiç enstrümanım yoktu o yüzden kayıt yaparken trompet oluyordum sonra kontrbas oluyordum"

Siz ne zaman fark ediyorsunuz kendinizde bu sıra dışı durumu?

Sesimi mi? Sesimin herkesinkinden farklı olduğunu bilmiyorum aslında. Ama bir gün müzisyen olacağımı biliyorum. İlkokuldan beri. Belki 7-8 yaşlarından beri...

Nasıl?

7-8 yaşındayken derslerde teneffüslerde kaset kapakları tasarlıyorum. O kadar eminim yani ileride müzisyen olup kaset çıkaracağıma. Sonra eve gidiyorum evdeki teybe sesimi kaydediyorum. Besteler yapıyorum şarkı söylüyorum. Bir gün keşfedileceğimden eminim. Biliyorum bunu.

Aileniz ne diyor bu durumunuza? Köyün delisi gözüyle mi bakıyorlar size?

Köyün değil de evin delisi gibi belki. Ama onlar tam olarak farkında değil durumun. Yani benim müzisyen olmak istediğimi bilmiyorlar. Ama ben söylemesem de biliyorum. Aklım fikrim müzikte. Madonna dinliyorum Michael Jackson dinliyorum. Kendi bestelerimi yapıyorum.

Henüz ilkokuldayken mi?

Evet ve benim gibi birkaç arkadaşım daha var. Bulmuşum kendim gibi insanları yani. Hepimiz kaset kapaklarımızı tasarlıyoruz. Aramızda rekabet bile var. Sonra tabii yollar ayrılıyor. Herkes üniversite derdinde ben üniversiteye gitmeyi bile düşünmüyorum. Çünkü müzisyen olacağım! Liseden sonra Edirne'de bir radyoda DJ olarak çalışmaya başlıyorum. Bu arada söylemiş miydim ailemle Edirne'de yaşıyoruz.

Evet. Röportajdan önce...

DJ olmak tabii teknik imkanlarımı evdekine oranla artırıyor. İşim bittikten sonra stüdyoda kalıp ses kayıtlarımı yapıyorum. Kendi bestelerimi söylüyorum. Bu arada enstrüman olmadığı için enstrüman da ben oluyorum. Araya trompet mi girmesi gerek trompet sesi çıkarıyorum. Kontrbas mı gerek kontrbas oluyorum.

Bunun özel bir durum olduğunun farkında mısınız?

Hayır. O sesleri çıkarabilmemin özel bir durum olduğunun farkında değilim. Saf saf sadece enstrüman olmadığı için yani mecburen kendi sesimle kapatıyorum açıkları. Bana herkes bu sesleri çıkarabilirmiş gibi geliyor. Ama müziğimin iyi olduğunu biliyorum. İyi müzik yapıyorum ve biliyorum ki keşfedileceğim. Bu arada doldurduğum demoları İstanbul'daki ünlü müzik şirketlerine gönderiyorum.

Yanıt?

Olumsuz. Hepsi geri çeviriyor. "Teşekkür ederiz ama biz sizin için ne yapabiliriz?" diyorlar. Yılmıyorum. Çünkü biliyorum. Sadece doğru yer olmadığı için olmuyor.

Hani şu müzik şirketlerini yıldıran tiplerden misiniz!

(Gülüyor) Biraz öyle oldu galiba. Olumsuz yanıt geliyor ama ben yenisini doldurup gönderiyorum.


"İstanbul'a geleli 15 yıl olmuştu hâlâ fal bakıyordum"


İstanbul'a nasıl geliyorsunuz?

İstanbul'daki bir arkadaşım "Bu işleri yapacaksan İstanbul'a gelmen gerek" diyor. Haklı. Kararımı veriyorum. İstanbul'dayım. Taksim'de bir ev tutuyorum. Bütün radyolara müzik şirketlerine başvuruyorum. DJ olabilirim cingıllar hazırlayabilirim. Ama iş yok! 17 gün sonunda İstanbul'da tüm param bitmiş olarak kalıyorum. Fal baktığımı bilen bir arkadaşım Taksim'de bir kafede fal bakacak birilerini aradıklarını söylüyor ve işe başlıyorum. Artık falcıyım!

Müzik hayalleri bitiyor mu?

Bitmiyor ama iyice uzaklaşıyorum. Yalnız üç arkadaş Mystica diye bir grup kuruyoruz ve The Ritz-Carlton Çırağan gibi otellerde dans ve müzik gösterisi yapıyoruz. Caz söylüyorum rock söylüyorum... Gündüz fal bakıp gece de bazı partilerde sahneye çıkıyoruz. Bu arada Etiler'de bir kafeye geçiyorum yine falcı olarak. İstanbul'a geleli bir buçuk yıl olmuş. Biraz moralim bozulmaya başlıyor ama biliyorum yine de: Başaracağım. Veee...

Başladığınız yere dönüyorsunuz. Yani sizin hikayenizin gerçekten başladığı yere doğru mu?

Evet. Sonunda o doğru yeri buluyorum. Ve Fazıl Say'a ulaşıyorum.


"İbo'ların döneminden olsaydım adım da Cem Çokses olurdu"


Albümünüz cuma günü piyasaya çıktı değil mi?

Evet. Ben de inanamıyorum. Hep söyledim biliyordum bunu ama bu kadar hızlı gerçekleşeceğini tahmin etmezdim. İmaj Müzik'ten çıktı albümüm. "Ben Bu Şarkıyı Sana Yazdım" albümün adı. "Ben Bu Şarkıyı Sana Yazdım" Fazıl Say'ın o demoda dinlediği ve benimle tanışmak istemesine neden olan bestem. Ama albümde "Summertime" "Uzun İnce Bir Yol" "Kimler Geldi Kimler Geçti" de var. Diğerleri benim bestem. Ayrıca "Summertime"ın bir özelliği var. Fazıl Say'ın Bilkent konserinde yaptığımız canlı kayıttan alındı. Piyanoda Fazıl Say var. Onun dışındaki bütün sesleri ben çıkarıyorum. Yedi farklı sesim var o şarkıda.

Fazıl Say'ın Bilkent'teki konserine kot pantolon ve sabo terlikle çıkmışsınız. Zevksizlikten mi sıra dışı olmak için mi?

(Gülüyor) Yok hayır. Onlar sabo değildi ama öyle görünmüş olabilir. Bence ***et şıktım. Ama benden başka herkes simsiyah giyinmişti. Benim dışımda Fazıl Say'ın diğer genç yetenekleri de vardı. Ben koyu renk bir pantolon bordo ceket ve krem rengi ayakkabı giymiştim ondan öyle algılandı galiba.

Gerçi görmedim ama kulağa pek şık gelmiyor tarifiniz!

Evet kulağa hoş gelmiyor farkındayım ama görseniz beğenirsiniz bence.

Peki. Ben bestenizi dinledim ama tanımlayamıyorum. Yaptığınız müziğin türü ne?

Etnik-caz etnik-pop belki. Nasıl tanımlayabilirim ben de bilmiyorum.

Bu arada soyadınızın anlamı nedir?

Kendi seçimim. Eğer bir soydan söz ediyorsak bu geldiğim yer olmalı diye düşündüm. Edirneli olduğum için de Adrianapolis'e gönderme yaptım. Adrianapolis'in Adrian'ını aldım. İbrahim Tatlıses'lerin döneminden olsaydım Cem Çokses olurdum herhalde
marméLad.qiNdaR*émo
marméLad.qiNdaR*émo
Ac3mi Üy3
Ac3mi Üy3

Mesaj Sayısı : 48
Kayıt tarihi : 24/04/09
Yaş : 29
Nerden : soqaq

http://www.marmeladinmekani.twilight-mania.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz